11 Şubat 2013 Pazartesi

nada

rüzgarda uçuşturacak bir şeylerimiz olmalı. mesela, saçlarımız! saçlarımızı rüzgarda uçurmalıyız. zaman zaman gözümüzün önüne gelmeli. parmaklarımızı yüzlerimizde gezdirmeli, perçemlerimizi gözlerimizin önünden savuşturmalıyız.
bu yüzden önce saçlarımız uzamalı;
benimki sana dolanacak kadar,
seninki rüzgarda uçuşacak kadar.
saçlarımız aynı bizim, rüzgarla oynamazsak sıkılırız.
















summer wine (the one that i couldn t tell about!)