rüzgarda uçuşturacak bir şeylerimiz olmalı. mesela, saçlarımız! saçlarımızı rüzgarda uçurmalıyız. zaman zaman gözümüzün önüne gelmeli. parmaklarımızı yüzlerimizde gezdirmeli, perçemlerimizi gözlerimizin önünden savuşturmalıyız.
bu yüzden önce saçlarımız uzamalı;
benimki sana dolanacak kadar,
seninki rüzgarda uçuşacak kadar.
saçlarımız aynı bizim, rüzgarla oynamazsak sıkılırız.
summer wine (the one that i couldn t tell about!)