13 Mart 2012 Salı

bir ruya ile basima gelen enteresan birseye inanmaya basladigima inanamiyorum. baska bir ruyada dilememek icin bastirdigim her ne varsa karsima cikinca sasiriyorum. adim atsam dusecegim bir yerdeyim. bir yanimda ejderha'm var. karsimda bir insan. aramizda bosluk. sormak istedigim herseyi soruyorum, hic cekinmeden. hic dusunmeden. insan hepsini cevapliyor. hic cekinmeden benden ne istedigini bile soruyorum. bu kez kandirikcilik yapmiyor. basina gelen herseyi, her detayi, aklina dusen her dusunceyi, beni, kendini anlatmasini rica ediyorum. ikiletmeden anlatiyor. neden kandirikcilik yaptigini, bana kendimi igrenc hissettirirken ne dusundugunu bile soruyorum. bu kez durust oluyor. herseyi anlatiyor. tatminkar. sonunda ogreniyorum. ustelik bu kez yalan da soylemiyor. sonunda tum inanislarim anlam kazaniyor. sonunda rahatliyorum. dunya donmeye basliyor. donup ejderha'ma zamaninda beni kurtardigi icin minnettar oldugumu soyluyorum. tum ictenligimle sukranlarimi sunuyorum. birlikte gecirdigimiz zamanlarda ne kadar eglendigimi tum kalbimle dile getiriyorum. sonra kanli trajik sonum icin hazir oldugumu, diledigi zaman beni yok edebilecegini soyluyorum. icimden o anda bu isi bitirmesini diliyorum. gozlerimi kapatiyorum ve o anda daha oncekilerden artik cok bir farki kalmayan yeni gunum basliyor. ruyamin ejderha'min yapmasi gerekeni yaparak, beni yok etmesiyle bitmesini ne kadar dilerdim. bir de karsimda oturanin anlattiklarini hatirlamayi. uyaninca unutuyorum. konseptine aykiri oldu, farkindayim. bu yuzden bu kez su an dinliyor oldugum sarkiyi yazmiyorum. ama unutmamak istedim bilog. sıksık unutuyorum. ama asla unutmamam gerekiyor: evhamlarimin bir cogu evham degil, gercek.