26 Şubat 2012 Pazar

yaşamaya basladiktan sonra ilk nefret ettigim sey nefretti. yikanmamisti. yikanmazmis; cunku prensiplerine aykiriymis. oyle demisti. kotu kokuyordu. o kadar kotu kokuyordu ki, sonrasinda kimseden ve hicbir seyden nefret etmedim. genzim tekrar yanar diye cekindim herhal.

16 Şubat 2012 Perşembe

bir gün bir dans öğrenmeye karar verirsem, bu kesinlikle break dans olacak. bir nedeni yok. ve (yıllardır) çok net



asfur

14 Şubat 2012 Salı

burası biraz avuç içi

serpent yutan ejderhalarla dolu bir yer burası. yıllar süren çabanın armağanı olarak bir tanesini henüz evcilleştirmeyi başarabilmişken, patlamaya hazır bu kadar çok ejderha kalbimin hızlı atmasına neden oluyor.gözlerimi kapatmam söylendi. ikiletmedim. içimden yediye kadar saydım. sonra gözlerimi açtım. hiçbir şey değişmemişti. eskiden de böyleydi. hiçbir şey değişmezdi. hâlâ öyle. hiçbir şey değişmiyor. bir tenezzül? hayır. canım istemiyor. katil olmam isteniyor. öldürecekmişim. ilk zamanlar kolay olmuyor. sonra alışıyorum. öldürmeye başlıyorum. yaşam daha tekdüze, daha yaşanılabilir oluyor böylece. öldürünce algısal sorunlarım yok oluyor. türdaşlarımı daha iyi anlıyorum. yine de keşke demekten kendimi alamıyorum. eğer daha önce katil olsaydım, un eleğine dönüşen vücudumu daha az yadırgardım. bir de bulutlarımı teslim ederken daha az sorun çıkarırdım. evrenin bürokratik sistemini canından bezdirirken çok tecrübe kazanmış olmalıyım. ortalarda seyreden dünyanın bürokrasisinde, önceden öğrendiğim tüm taktikleri uyguluyorum. yanisi, her fırsatta çemkiriyorum. vazgeçmek üzereler. bunu hissedebiliyorum. madem senin, gel kendin al bulutlarını diyorum. cevap veremiyor. taleplerimin zaman aşımına uğramasına az bir zaman kala gelen cevap beni gülümsetiyor. yerinden kıpırdayamıyormuş. çünkü hiç vakti yokmuş. öyle diyor.





black sheep

5 Şubat 2012 Pazar

üç kez düşündüm. beş kez özledim. fazla düşünme demistin, peki demiştim. bu 'peki' anlamli olsun istedim. yoksa eminim daha fazla düşünebilirdim. her neyse; işte böyle biraz düşündüm. sonra düşsüz olmasın bu dedim, üşenmedim, biraz da düşledim. yine mutlu sonla bitiremedim. olsun. seni düşlemek güzel. başka başka şeyler de yaptım. bunları yaparken bana birşeyler oldu. birkaç santim daha büyüdüm. ben büyürken sen küçüldün. büyümek zorundaydım. küçülmek zorundaydın. çünkü bu kadar şey yaptım da yine de sana dokunamadım.

çünkü sen haklıydın. 
şimdi de bir sigara içeceğim.
bittiğinde bir bakacağım, hâlâ sen haklısın



geleneksel mahşer günü

2 Şubat 2012 Perşembe

sıkı tut

birseyler var avuclarimda. biraz daha olsun. sonra isterse bitsin. nasilsa biz de bitiyoruz. biz bitiyoruz, avuclarimdakini mi umursayacagim?!





sushi